Plasenta Previa (Bebek Eşinin Önde Gelmesi)

Doğum öncesi ve sonrasında ani kanama ile bebek ve annenin hayatını tehlikeye sokabilecek bazı sorunlar vardır. Dikkatli yapılan gebelik takipleriyle tanısı konarak gerekli tedavilerin yapılabildiği bu durumlardan biri plasenta previa adını verdiğimiz problemdir.

Tanım: Plasenta adını verdiğimiz yapı göbek kordonu vasıtasıyla gerekli besin maddelerinin
ebeğe ulaştırılmasına, atık maddelerinin ise temizlenmesine yardımcı olmaktadır. Doğum esnasında yaklaşık 600 gramlık ağırlığa sahip bu yapı genellikle rahimin arka duvarında yerleşim göstermektedir. Plasenta previa, plasenta adını verdiğimiz bu yapının normal doğuma engel oluşturabilecek şekilde rahimin alt bölümüne yerleşmesidir. Bu durumda plasenta rahim ağzını kapatmaktadır. Rahim ağzının plasenta ile kapalı olması normal doğumu engellediği gibi ciddi kanamalarada neden olabilir. Yaklaşık 200 doğumda bir görülen bu problem plasentanın rahim ağzındaki yerleşimine göre 3 tipe ayrılmaktadır.

a.Total plasenta previa: Plasenta, bebeğin normal doğumuna imkan vermeyecek şekilde tamamen rahim ağzını kapatmaktadır.
b.Parsiyel (kısmi) plasenta previa: Plasenta doğum yolu olan rahim ağzının tamamını değil bir kısmını kapatmıştır.
c.Marjinal plasenta previa: Plasenta rahim ağzının kenarındadır, rahim ağzını kapatmaz.

Nedeni: Plasenta previanın oluşum nedenleri hakkında elimizde net bilgiler olmamakla birlikte , önceki gebelikler sonrasında oluşabilecek rahim zarı hasarı ve plasental gelişim bozuklukları olası nedenler arasındadır. Aşağıda belirtilen durumlarda plasenta previa riski artmaktadır.

1.İleri anne yaşı
2.Artmış doğum sayısı
3.Önceden geçirilmiş rahim ameliyatları
4.Bir önceki gebelikte geçirilen plasenta previa
5.Sigara kullanımı
6.Çoğul gebelik


Şikayetler: Plasenta previa tanısı alan vakalarda klasik şikayet gebeliğin son üç ayı içerisinde görülen ani başlangıçlı ağrısız vajinal kanamadır. Bu kanama en sık 34. gebelik haftası civarında olmaktadır. Ancak daha erken haftalardada izlenebilmektedir. Hastaların % 25 inde vajinal kanama ile birlikte rahim kasılmasıda olabilmektedir.

Tanı: Gebeliğin ikinci üç aylık döneminde plasenta previa olarak değerlendirilen vakaların %90 ında gebeliğin ilerlemesiyle birlikte plasenta yukarıya çıkar ve normal pozisyonuna döner. % 10 luk kısımda ise plasenta  rahim ağzından ayrılmaz.
Ultrason plasenta previa tanısının vazgeçilmez araçlarındandır. Deneyimli kadın doğum uzmanları tarafından karından ve vajinal yoldan yapılan ultrasonografi ile plasenta previa tanısı konur. Çok ender durumlarda tanının kesinleştirilmesi amacıyla MR da kullanılabilmektedir.

Tedavi: Plasenta previa tedavisi gebelik haftası ilr kanamanın varlığı ve miktarına  bağlı olarak yapılmaktadır. Gebelik 36 haftanın üzerinde ve plasenta rahim ağzını tamamıyla kapatıyorsa tercih edilecek yaklaşım sezaryandır.. Marjinal plasenta previa tanısı alan vakalarda gerekli önlemler alınarak  normal doğumda denenebilinir.
Bazı vakalarda bebeğin gelişimi ve zaman kazanmak için gözlem ile bekleme tedavileride uygulanmaktadır. Kanama ile başvuran her vaka hastaneye yatırılır . Kanama takip edilir ve bebek değerlendirilir. Fiziksel aktivite kısıtlanır , cinsel ilişki ve gereksiz vajinal muayenelerden kaçınılır. Bebeğin akciğer gelişimi için steroid uygulanır. Olası şiddetli kanama durumları için hastanın kan grubu ile uyumlu kan ürünleri hazırlanır.
Kanaması geçen vakalar ani bir kanama da hızlıca hastaneye başvurabilecek konumda ise gerekli bilgilendirmelerle evde istirahatada alınabilmektedir.

Sonuç: Plasenta previa gebelik haftası ve kanama miktarına göre anne ve bebeğin hayatını tehdit eden 200 de 1 sıklıkla izlenen bir gebelik sorunudur. Bu hastalarda izlenen yönetim ve tedavi olayın ağırlığına göre hastadan hastaya farklılık gösterebilmektedir. Bu durumun önlenmesinde gereksiz sezaryandan kaçınmak ve düzenli gebelik kontrollerinin önemi yadsınamaz bir gerçektir.