Gebelikte Toksoplazma Enfeksiyonu

Toksoplazma enfeksiyonu Toxoplasma gondi isimli parazitin oluşturduğu sağlıklı bireylerde genellikle belirgin şikayet vermeden  hafif  seyreden bir enfeksiyondur. Ancak gebelikte geçirildiğinde plasenta ve bebeği de enfekte edeceğinden oldukça riskli bir durum oluşturmaktadır. 
Gebelik döneminde geçirilen  toksoplazma infeksiyonun bebeğe bulaşarak hastalık meydana getirmesine “konjenital toksoplazmozis” adını vermekteyiz.
Gebelik döneminde  bir gebenin toksoplazma infeksiyonu geçirme ihtimali % 1 civarındadır. Konjenital toksoplazmozis adını verdiğimiz durum ise bin doğumun 1-8’inde görülebilmektedir.

Bu hastalık başlıca kist içeren az pişmiş veya çiğ etlerin yenmesi, infekte bir kedinin dışkısı ile kontamine olmuş gıda veya suyun alınması veya infekte bir kedinin dışkısı bulaşmış bir eşyanın ellenmesi ile meydana gelir.


ŞİKAYETLER:
Toksoplazma bir parazittir. Bu parazit infeksiyonun bulaşmasından sonra gebe kadında görülen şikayetler farklı olabilmektedir. Halsizlik, yorgunluk, boğazda lenf bezi şişlikleri gibi gribal infeksiyona benzeyen genel şikayetler görülebilmektedir. Parazit gebe kadının kanına geçtikten sonra bebeğe de bulaşabilmektedir. Parazitin anne karnında gelişen bebeğe bulaşma riski gebelik haftası ilerledikçe artar. Gebeliğin ilk üç ayı içerisinde bebeğe parazitin bulaşma ihtimali % 15 iken, ikinci üç aylık dönemde % 30, ve son üç aylık dönemde % 60’tır. Her ne kadar gebeliğin başlarında parazitin bebeğe bulaşma ihtimali az olsa da ciddi hasar meydana getirme riski çok daha fazladır.

Bu parazit ile infekte olan bebeklerde, düşük doğum ağırlığı, karaciğer ve dalak büyümesi, sarılık ve kansızlık gibi problemler görülebilmektedir. Görme ve işitme kaybı, büyüme ve zeka geriliği de gelişebilmektedir.

TANI:
Toksoplazma infeksiyonuna karşı gebelikten önce bağışıklık olup olmadığı basit bir kan testi ile anlaşılmaktadır. Planlanan gebelikten önce kanda toksoplazma parazitine karşı antikor olması bağışıklığı gösterir ve bağışıklık hastalığın tekrar geçirilerek bebeğe zarar vermesini engellemektedir. Daha önce bu hastalığı geçirmemiş bağışık olmayan kişiler için hastalıktan korunmak için aşı yoktur.  Kanda bakılan iki antikor (IgG ve IgM)  vadır. Yukarıda bahsettiğimiz şikayetlere sahip kadınlarda bu antikorların durumuna göre tanı konur ve tedavi planlanır. IgG pozitifliği daha önce geçirilmiş infeksiyonu, dolayısı ile bağışıklık durumunu gösterir. IgM ise yeni infeksiyonun işaretidir ve tehlikeli olan IgM pozitifliğidir. IgG ve IgM’nin birlikte pozitif olması infeksiyonun 1-6 ay içinde geçirilmiş olduğunu gösterir ve bu durumda yardımcı olarak IgG avidite testi yapılır. Aviditenin yüksek olması infeksiyonun eskiye dayandığını gösterir ve daha rahatlatıcı bir sonuçtur.
Tanı için bebeğin amniyos sıvısından alınan örnekle inceleme yapılması oldukça güvenilir bir yöntemdir ve bebeğe ulaşma olup olmadığını gösterir.

TEDAVİ:
Daha önce hastalığı geçirmemiş bağışıklığı bulunmayan kişide toksoplazma infeksiyonu saptanırsa ve bu çift gebeliğin devam etmesini istiyorsa ilaç tedavisine hemen başlanır. Bu tedavi bebekte kalıcı hasar gelişme olaslığını yarı yarıya azaltmaktadır.
Tedavide en önemli ilaç spiramisindir. Bu ilaç bebeğin infeksiyona yakalanma olasılığını azaltabilmektedir. Hastalığın tanısı konar konmaz tedaviye başlanır ve tüm gebelik boyunca tedaviye devam edilir. Bu ilaç dışında primetamin ve sulfadiazin adında iki ilaç daha bu hastalıkta kullanılabilmektedir.
Toksoplazma infeksiyonu tanısı almış gebelerin takiplerinde detaylı ultrason muayenesinin önemi büyüktür. Yukarıda bahsettiğimiz bebekte olabilecek hasarların gebeliğin erken döneminde yakalanması durumunda gebelik sonlandırılabilir. Bu durum dışında bu hastalığı geçiren gebeler kendi istekleriyle de gebeliklerine son verebilmektedirler.


KORUNMA:
Gebe kalmayı planlayan ve gebelikten önce bu hastalığı geçirip bağışıklık kazanmamış kadınların gebelik dönemi boyunca az pişmiş ve çiğ etlerden uzak durması gerekmektedir. Evinde veteriner kontrolünde takipleri yapılan kedi besleyen gebeler için ise yapılması gerekenler, kedinin kumunun 12 saatte bir başkası tarafından temizlenmesi ve gerekli durumlarda eldiven kullanılmasıdır. Veteriner takibi olmayan kedilerle temastan kaçınılmalıdır.