Beklenen Doğum Zamanı Geçen Gebelikler (MİAD GEÇMESİ)

Gebeliklerde erken doğum görülebildiği gibi beklenen doğum tarihi geçmesine rağmen doğumu başlamayan gebelikler de bulunmaktadır. Son adet tarihinden itibaren 294 gün veya 42 hafta geçmesine rağmen doğumu gerçekleşmeyen gebeliklere “miad geçmesi” demekteyiz.
Tüm gebeliklerin ortalama % 10’unda miad geçmesi olmaktadır. Beklenen doğum tarihi geçmesine rağmen doğumun gerçekleşmemesi, bebeğin anne karnındaki riskini arttırmaktadır.

Miad geçmesinin neden olduğu, beklenen doğum tarihinin geçilmesine rağmen doğumun niçin gerçekleşmediği konusunda net bilgiler elimizde yoktur. Bunun yanında vücut ve organ yapısında problem  olan gebeliklerde miad geçmesi ihtimalinin arttığı bilinmektedir. Miad geçmesi bir sonraki gebelikte tekrarlayabilen bir problemdir.

Takip edilen bir gebeliğin son doğum tarihinin doğru olarak hesaplanması bu durumun tanınması için zorunludur. Gebenin son adet tarihi ve erken gebelik haftalarında yapılan ultrason ölçümleri sayesinde bebeğin tahmini doğum tarihi hesaplanabilmekte ve bu sayede gerekli önlemler alınmaktadır. Gebeliğin ilk haftalarında yapılan ultrasonografiler gebelik haftası belirlenmesinde çok önemlidir, daha sonra yapılan ultrasonografiler ise bebeğin gelişim hızından etkileneceğinden duyarlılıkları azalır.


Miad geçmesi durumunda olabilecek sorunlar:

1. Beklenen doğum tarihi geçildikçe plasenta adını verdiğimiz ve bebeğe kan akımını sağlayan oluşum giderek yaşlanacak ve bebeğe yeteri kadar besin gönderemeyecektir. Bu durumda bebeğin cilt altı yağ dokusu incelir, gelişmesi bozulur, cildi soluklaşır, suyu azalır ve suyuna dışkılayabilir. Bu durum günü geçen bebeklerin % 10-20’sinde görülebilmektedir. Azalmış su miktarı doğum enasında kalp atışlarında zayıflamaya yol açarak sezaryan olasılığını arttırmaktadır.

2. Gebeliğin beklenen doğum tarihinin ötesinde devam etmesi bebeğin gelişimine devam ederek daha kilolu hale gelmesine neden olabilmektedir. Bebeğin kilosunun artması zor doğum, vakumla doğum ve omuz takılması riskini arttırmaktadır.

3. Günü geçen gebeliklerde bebeğin amnios suyuna dışkılaması ihtimali artmaktadır. Doğum esnasında bu suyun bebeğin ciğerlerine kaçması doğumdan sonra bebekte ciddi problemlere yol açabilmektedir.

4. Su miktarının azalması kordonun bası altında kalması ve sıkışma riskini arttırır.

Tedavi: Birçok merkez ve hekimler arasında yaklaşım farlılıkları olmakla birlikte genel yaklaşım 40. haftadan itibaren 3 günde bir non stres test (NST) ve su miktarına bakılarak gebenin izlenmesidir. Bunlarda problem saptandığında doğum kararı verilir. Daha önceleri 42. haftanın bitimine kadar beklenirken, artık 41. hafta bitiminde doğum kararı verilmektedir. Doğum için eğer rahim ağzı uygun, bebek tahminen 4000 gr.ın altında ise serum içinde verilen ilaçlarla doğum başlatılmaya çalışılır. Rahim ağzında açılma yok ve bebek başı pelvise girmemişse ya da tahmini bebek ağırlığı 4000 gr üzerinde ise sezaryen kararı verilebilir. Miad geçmesi sezaryen ve müdahaleli doğum riskini arttırır.