Düşük

Düşük Tehdidi ve Erken Gebelik Kayıpları

Gebeliğin 20. haftasından önce meydana gelen gebelik kayıplarına düşük adını vermekteyiz. Düşük tehdidi, gebeliğin ilk 20 haftası içersinde ağrısız veya hafif kasık ağrısı ile birlikte olan vaginal kanamayı ifade etmektedir.
Erken gebelik döneminde gebelerin % 30-35 ünde düşük tehdidine rastlamaktayız.  Erken gebelik döneminde aniden başlayan kanama çiftlerin ciddi kaygılar yaşamasına yol açmaktadır.

Düşük tehdidinin en önemli bulgusu kanamadır. Herhangi bir fiziksel aktivite esnasında görülebileceği gibi, istirahat halinde de kanama görülebilir. Vaginal kanama kırmızı ve bol miktarda olabileceği gibi koyu kahverengi lekelenme tarzında da olabilir. Koyu kahverengi kan, beklemiş kanı ifade eder. Dönem dönem bu kan pıhtı haline gelerek  parça parça da atılabilir. Ağrı genellikle görülmezken bazı vakalarda kanamaya eşlik etmektedir. Göbeğin alt kısmında aralıklı veya sürekli ağrı hissedilebilir, genellikle adet ağrısına benzer şekildedir.


Tanı: Bu şikayetlerle başvuran gebenin detaylı muayenesi yapılır. Kanamanın ne zaman ve nasıl başladığı halen devam edip etmediği, ağrı olup olmadığı sorgulandıktan sonra muayeneye geçelir. Jinekolojik muayene ile doktorunuz rahim ağzına bakacaktır, kanamanın rengi, miktarı, rahim ağzı açıklığı olup olmadığı bu muayene ile rahatlıkla anlaşılır. Ultrason ile bebeğin kalp atışları değerlendirlir ve kese yapısında düzensizlik var mı bakılır. Her iki yumurtalık incelenir.


Vaginal Muayene Zararlı Mıdır?

Bu dönemde yapılan vaginal muayene veya vaginal ultrasonun zararlı olacağı şeklinde yaygın bir YANLIŞ İNANIŞ vardır. Erken gebelikte ve hele düşük tehlikesi de varsa vaginal muayene, karından muayeneye göre daha doğru ve sağlıklı değerlendirmeye olanak sağlar. Bu nedenle doktorunuz vaginal muayene olmanızı öneriyorsa hiç itiraz etmeden uymanız doğru olacaktır. Bundan sonra olabilecek düşüklerin vaginal muayene ile ilişkisi yoktur.

Tedavi: Düşük tehdidi vakalarının yarısında gebelik kaybedilirken diğer yarısında gebelik devam etmektedir. Kanama miktarı, şekli ve ultrasonda fetal kalp atımı olup olmaması gebeliğin akıbeti hakkında daha net yorum yapmamızı sağlamaktadır. Kanama miktarı az ve fetal kalp atımı mevcut olan gebeliklerin devam etme şansı yüksektir.

Düşükle sonlanacak bir gebeliği engellemek mümkün değildir. Düşük tehdidinde  amaç gebeliğin devamı için destek vermektir. Bazı durumlarda fiziksel aktivite kısıtlaması yararlı olmaktadır.

Progesteron gebeliğin devamını sağlayan ana hormondur. Bu hormonun salgılanmasındaki eksiklik daha çok tekrarlayan gebelik kayıpları ile ilişkilidir. Düşük tehdidinde tedavideki rolü net olmamakla birlikte gebeliğe destek amacıyla progesteron preparatları birçok kadın doğum uzmanı tarafından reçete edilmektedir.

Erken gebelik kayıpları ve düşükler anne ve babayı endişe ve kaygı içine sokan bir durumdur. Ancak unutulmaması gereken önemli bir nokta bir sonraki gebeliğin düşük ile sonlanma ihtimalinin oldukça düşük olmasıdır. Ancak anne adayında kan pıhtılaşma bozukluğu gibi hastalıklar varsa tekrarlayan düşükler görülmektedir. Sağlıklı kadınlarda görülen düşüklerin en önemli sebebi gelişmekte olan bebeğin genetik yapısının bozuk olmasıdır.

Düşük geçiren kadınların bu nedenle yersiz korku ve endişeye kapılmamasını öneririm. Ancak tekrar gebelik planlandığında mutlaka kadın doğum uzmanınızla görüşülmesi gerekir.

Sağlıklı günler dileğiyle..